Coğrafya

İlk defa, M. Ö. 3. yüzyılda Eratosthenes tarafından kullanılan Coğrafya, Eski Yunanca'da yer anlamına gelen Geo ile tarif etmek, betimlemek anlamına gelen Graphie sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bugüne kadar coğrafyanın birçok tanımı yapılmıştır.

Coğrafya, insanın içinde yaşadığı çevrenin doğal özelliklerini, insan-doğal çevre etkileşimini ve bu etkileşim sonucu insanın ortaya koyduğu beşeri ve ekonomik etkinlikleri kendi prensipleri çerçevesinde inceleyerek sonuçlarını açıklayan bilimdir.

Coğrafyanın konusu İNSAN'dır. İnsan ve onun içinde yaşadığı mekanla olan ilişkileri Coğrafyanın temel konusunu oluşturmaktadır. Burada mekan kavramı içerisine hem fiziki mekan (Biosfer), hem de beşeri mekan (ev, mahalle, şehir...) girmektedir.

Coğrafyada inceleme alanı bakımından iki büyük anabilim dalından birisini Fiziki Coğrafya oluşturmaktadır. Fiziki Coğrafya yaşadığımız gezeğen olan Dünyanın yüzeyini inceleyen bilim dalıdır. Bu işi yaparken dağların ve nehirlerin çetelesini tutmaz. Yani ansiklopedik bilgiler toplama gayreti içerisinde değildir. Buna karşılık yeryüzünün milyonlarca yıl süren evrimi içerisinde yıldan yıla, günden güne meydana gelen değişiklikleri incelemektedir. Fiziki coğrafyacılar dünyayı dört büyük parça halinde incelemektedirler.

Bunlardan ilki toprak ve bitki örtüsüyle kaplı yeryüzünün kendisidir (Biyosfer). İkincisi, akarsular, rüzgarlar, dalga ve akıntılar ile buzullar tarafından aşındırılarak şekillendirilen ana kayaların bulunduğu katı yer kabuğunun üst kısmıdır (Litosfer). Üçüncüsü içerisinde su buharının yer aldığı ve hava olaylarının meydana geldiği atmosferin en alt tabakasıdır (Atmosfer). Sonuncusu ise okyanus ve denizlerin en üst kısmı ile bunlardan etkilenen karaların kıyılarıdır (Hidrosfer).

Dünyanın fiziki coğrafyasından bahsedilirken; karaların şekillenmesinden iklim olaylarına, deniz ve okyanuslardaki akıntılardan toprak oluşumuna, bitki örtüsünden Güneş Sistemi içinde yer alan dünyanın konumuna varıncaya kadar (Dünya-Güneş Sistemi ilişkileri Matematik Coğrafya kısmında incelenecektir.) bir çok konudan bahsedilecektir. Bütün bu konular ilgili bölümlerde incelenecektir.

 

DÖRT BÜYÜK ALEM

Fiziki Coğrafya; atmosfer, litosfer, hidrosfer ve biyosfer ile onların karşılıklı olarak birbirlerini etkilemesini inceler. Atmosfer, yeryüzünün etrafını saran gaz tabakasıdır. Atmosfer ile yeryüzü arasında ısı ve nem sirkülasyonu meydana gelmektedir. Ayrıca atmosfer yeryüzünde canlılığın devamı için gerekli olan hayati elementlerin (karbon, hidrojen, oksijen ve azot) deposu durumundadır.

Dünyanın katı kabuğu yada Litosfer, yaşam içim gerekli sabit bir platform oluşturur. Litosferi oluşturan kayaçlar, organizmaların kullanması için besin maddelerinin depolandığı sığ bir toprak tabakasını taşımaktadır. Litosfer üzerinde çeşitli yer şekilleri yer almaktadır. Bu yer şekillerinden olan dağlar, tepeler ve ovalar bitki, hayvan ve insanlar için değişik yaşama alanları (habitat) oluşturmaktadır.

Tüm bulunuş şekilleri ile su Hidrosfer'i meydana getirir. Hidrosferin ana kütlesi dünyadaki okyanuslar ve denizlerde yer almaktadır. Ancak atmosfer içerisinde de su buharı, su damlacıkları ve buz kristalleri halinde bir miktar su yer almaktadır. Ayrıca su litosfer içerisinde de yer altı suları, göller, akarsular ve derelerde yer almaktadır. Su canlı organizmalar için vazgeçilmez bir maddedir.

Biyosfer, dünyadaki tüm canlı organizmaları kuşatmaktadır. Dünyadaki tüm canlılar atmosferdeki gazlardan, hidrosferdeki sulardan ve litosferdeki besin maddelerinden faydalandığı için biyosfer diğer üç büyük aleme bağlı olarak varlığını sürdürmektedir.